İŞ
HUKUKUNDA ZORUNLU ARABULUCULUK
Yakın zamanda meclise sunulup
onaylanması beklenen İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı Taslağı (“Taslak”) ile
birlikte yürürlükte bulunan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu yürürlükten
kaldırılarak hukuk sistemimize yeni bir alternatif uyuşmazlık çözüm metodu eklenecektir.
Tasarı ile birlikte gerçekleştirilen köklü değişikliklerden en önemlisi iş
mahkemeleri nezdinde çözümlenen birçok uyuşmazlık açısından zorunlu
arabuluculuk sisteminin getiriliyor olmasıdır.
İş mahkemelerinin iş yükü,
davaların sonuçlanması için geçen süre dikkate alındığında Tasarı ile birlikte hem
ilk derece hem de istinaf ve temyiz mahkemelerinin üzerindeki iş yükünün
azaltılması, uzun yargılama süreçlerinin kısaltılması amaçlanmaktadır. Tüm
bunlar dışında Tasarı ile birlikte günümüz teknoloji ve yeniliklerin gerisinde
kalan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’n günümüz hukukuna uyarlanması da
değişiklik sebeplerinden biri olarak dikkate alınabilecektir.
Tasarı’nın 3. maddesi uyarınca
bireysel ya da toplu iş sözleşmesine dayanan işçi alacağı ve işe iade talebini
içeren davalar açısından dava açılmadan önce arabuluculuk kurumuna başvurmak
zorunlu kılınmaktadır. Arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması halinde
davanın dava şartı eksikliği sebebiyle reddedilmesi söz konusu olacaktır.
Yine Tasarı’nın 3. maddesinde
arabuluculuğa başvurunun usul ve esasları düzenlenmekle birlikte başvurunun
karşı tarafın yerleşim yerindeki ya da işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk
bürosuna başvurulması ile yapılacağı ve arabuluculuk bürosu bulunmayan yerlerde
ise başvurunun görevli sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne yapılacağı
hükme bağlanmıştır.
Kural olarak uyuşmazlıkta görev
yapacak arabulucu taraflar tarafından arabuluculuk sicilinde kayıtlı
arabulucular tarafından anlaşma yolu ile seçilecektir. Tarafların arabulucu
üzerinde anlaşamaması halinde ise arabulucu, başvurulan arabuluculuk bürosu
tarafından görevlendirilir.
Yargılamaların uzun süre
sonuçlanmaması dikkate alındığında, Tasarı’da arabulucu tarafından,
gerçekleştirilen başvurunun görevlendirme tarihinden itibaren üç hafta içinde
sonuçlandırılmasının hükme bağlanması önemlidir. Müzakerelerin sonuçlanması
üzerine arabulucu tarafından düzenlenen tutanak görevlendirmeyi gerçekleştiren
arabuluculuk bürosuna iletilir.
Burada önemle belirtilmelidir ki,
Tasarı’da açık bir şekilde arabuluculuk bürosuna başvurulması ve son tutanağın
düzenlendiği tarihe kadar zamanaşımı süresinin duracağı ve hak düşürücü sürenin
işlemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu açından, söz konusu düzenleme ile birlikte
arabuluculuğa başvuru sonucu hak kayıplarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Arabuluculuk ücretinin kural olarak
taraflarca eşit şekilde karşılanacağı belirlenmesine rağmen tarafların bunun
aksi hususunda anlaşmaları mümkündür. Arabuluculuk ücreti tarafların görüşmeler
sonucunda bir anlaşmaya varıp varmamasına göre değişecektir. Tarafların
anlaşmaya varmaması halinde de görüşmelerin ilk iki saati için arabuluculuk
ücreti Hazine tarafından karşılanacaktır. Burada herhangi bir mazereti
bulunmadan arabuluculuk görüşmelerine katılmayan taraf aleyhine mahkeme
tarafından yargılama giderlerinin tamamının ödenmesine karar verilmesi
mümkündür.
Zorunlu arabuluculuk mekanizmasının
Taslak’ın yürürlüğe girmesi ile birlikte İş Hukuku uyuşmazlıklarının çözümü
açısından yararlı bir mekanizma olacağına şüphe yoktur. Ne var ki, tarafların
uyuşmazlıklar konusunda anlaşma yolunu seçmemesi halinde birçok uyuşmazlığın
yine mahkemeler tarafından çözümleneceği dikkate alındığında, zorunlu
arabuluculuk ile hedeflenen sonuçlara ulaşılıp ulaşılamayacağı ancak Tasarı’nın
yürürlüğe girmesinden sonra uygulama ile görülebilecektir. Her şeye rağmen,
gerçekleştirilen düzenleme hukuk sistemimizde önemli bir reform niteliğindedir.
Saygılarımızla